Neden Psikoterapi

Terapiye başlamak; zaman zaman aklımızdan geçen fakat bir çok soru işaretini de beraberinde getiren bir durum. Ne zaman başlamalıyım, bir başkası bana yardım edebilir mi, bunun bana nasıl bir yararı olacak ya da şimdi ben bir başkasına ne anlatacağım ki gibi sorular aklımızın içinde döner durur. Oysa ki terapiye başlamak için olması gerekenler diye bir liste yoktur. Yardım ve destek arayışı içinde olduğumuz ve kendimizi hazır hissettiğimiz durumlarda herhangi bir konu hakkında çalışmak için bir terapiste başvurabiliriz. Terapiye en sık gelinen sebeplerden biri yönetmekte zorluk yaşadığımız ani kriz durumlarıdır. Bunlar genelde geçmiş travmaların etkileri, depresif, kaygılı , huzursuz hissetme , stresle başa çıkamama, ilişkilerde bozulma gibi durumlarla kendini gösterebilir. Sürekli tekrar eden bu durumlar günlük yaşamda işlevselliğin azalmasına ya da enerji kaybı, iştah problemleri, uykusuzluk gibi fizyolojik belirtileri de beraberinde getirebilir. Bazen ani bir kriz durumu değil ama günlük yaşamda karşılaştığımız sıkıntılarla başa çıkmakta zorlanabilir , kendimizi daha iyi tanımak, anlamak, keşfetmek için psikoterapiye ihtiyaç duyabiliriz. Psikoterapi aynı zamanda kendimize, varoluşa, hayatın anlamına dair sorgulamaları içeren varoluşsal problemler üzerine çalışabileceğimiz bir alandır. Psikoterapi, bu çalışmaları bir başkasının eşliğinde orda kalarak gerçekleştirmemize olanak sağlar. İfade edilemeyen duygu ve düşüncelerin dışa vurumu, bir ötekinin eşliğinde meydana gelir. Çalıştığımız konu ne olursa olsun bunu bir ötekinin bakışı , varlığı altında ortaya koymak ve paylaşmak terapinin hem en zor hem de en güçlü yanlarından biridir.