Beden Konuşur mu ?

Bazen bedenimiz bizim adımıza konuşur. İfade edilmeyen, fark edilmeyen duygular zamanla birikir ve kendi beden yoluyla aktarmak, duyurmak ister. Ortada herhangi bir fizyolojik neden olmamasına rağmen kişinin bedensel rahatsızlıklar yaşaması somatizasyon bozukluğu( bedenselleştirme) olarak tanımlanır. Bedensel yakınmaları olan kişilerin en önemli özelliklerinden biri de birçok hekime gitmeleri, farklı farklı tanılar almaları ve farklı tedaviler görmeleridir. Fakat bu tedaviler yakınmalarını durdurmaz. Bu sebeple de somatizasyon bozukluğu olduğu tespit edilemediğinde, birçok farklı ilaç kullanımından kaynaklanan yan etkilerden sıkıntı yaşayabilirler. Bu durumlarda fizyolojik bir sebepten kaynaklanmayan ağrıların psikolojik kökenli olabileceğinden söz edebiliriz. Bazen yaşadığımız olayları, travmaları ya da rahatsız edici duyguları bizler görmezden geliriz, ya da unuturuz. Fakat bedenimiz kayıt tutmaya devam eder. Bedenselleştirmede sıklıkla vücutta yer değiştiren ağrılardan , mide, bağırsak problemlerinden , baş dönmesi, halsizlik vücutta kramp ve yanma hislerinden yakınılır. Sözel olarak anlatımımızın zorlaştığı ya da yetersiz kaldığı durumlarda bedenimiz duyguları açıklamada bir araç görevi üstlenir. Bu durumda, bedenimizin bize ne anlatmaya çalıştığına odaklanmak , kendimizi , hissettiklerimizi anlamak ve ifade etmeye çalışmak oldukça önem taşır. Somatizasyonun medikal rahatsızlıklardan ayrılabilmesi için üç ana nokta vardır. İlk olarak, bu fiziksel olarak açıklanamayan semptomlar sürekliolmalı ve günlük yaşam kalitesini olumsuz etkilemelidir. İkincisi, kişi fiziksel uyaranlara karşı aşırı hassasiyet göstermeli ve son olarak kişi duygusal problemlerle baş etmek yerine sürekli medikal yardım arayışı içerisinde olmalıdır. Baş etmede zorlandığımız ve günlük yaşamda işlevselliğimizin bozulduğu durumlarda bir uzmandan destek almak oldukça önemlidir.